adem-gunes
Arama Yap
İletişim Duyuru

Karne ve Çocuklar
 376

Karne ve Çocuklar

Eğitim, çocuk ile ebeveyn arasındaki bağları koparmamalı.

Bu satırları Indianapolis’ten yazıyorum.

Indianapolis, Amerika’da bir şehir. Yoğun Türkiye gündeminden sıyrılıp biraz nefes almak için geldiğim bu şehirde, aynı zamanda bir terapi eğitimi alıyorum: Bağlanma Terapisi.

Bağlanma konusuna Amerika’da verilen önemi gördüğümde, oldukça şaşırdım. Zira çok değil, bundan bir önceki nesil ebeveynler, çocuğu kendilerine bağlama değil, çocuktan bir an önce ayrılmayı marifet zannediyorlardı. Bireysel çocuk yetiştirme adına kurulmuş bu pedagojik yöntemin fikir babası da Amerika ve Avrupa idi.

Artık bugün bireysel yaşam tarzını benimsemiş çocukların ebeveynleri için büyük hayal kırıklığı olduğunu gözlemliyoruz.

Eğitimcimiz bayan Gloria, bir uzman olarak itirafta bulundu: “Biz, daha önceleri anne babalara ‘çocuklarınıza fazla yakın durmayın, onları kucağınıza almayın, uyurken yanınızda yatırmayın, aksi hâlde çocuğunuz size bağımlı olur’ diye telkinlerde bulunuyorduk. Ancak daha sonra yapılan bilimsel çalışmalar gösterdi ki bağımlılık kazanmasın diye ebeveyninden uzak tutulan çocuklarda dikkat eksikliği, hiperaktivite, agresiflik, tepkisellik ortaya çıkıyor.”

İşte bu sorunu fark eden “sosyal gelişmiş ülkeler” artık bireysel çocuk yetiştirmek yerine, güvenli bağlanmış çocuk yetiştirme üzerinde önemle duruyorlar.

Biz artık biliyoruz ki kişilik gelişiminin en özel halkasını çocuğun ebeveyni ile kurduğu “güvenli bağlanması” oluşturuyor. Bu öylesi güçlü bir halka ki varlığı kişiyi ruhen güçlü kılarken, yokluğu anormal davranışlara sebebiyet veriyor.

Eğitim sırasında VIDEOlar izledik.

Mesela, 2 yaşlarında bir çocuğun yeme sorunu vardı izlediğimiz VIDEOların birinde. Annesinin onca ısrarına rağmen yemeği reddeden, yediği bir parça yemeği de dili ile dışarı iten bir çocuk. Aslında çocuk bu davranışı ile ağızındaki yemeği değil, kendisine bağ kuramayan anneyi reddediyordu. Amerikalı anne çaresizdi. Çocuğuna yeterince besin verilmezse, tıbbi yöntemlere başvurulabilirdi ki bu da anneyi oldukça üzerdi.

Sonunda bir uzman yardımı almak zorunda kaldı. Aldığı psikolojik destek sayesinde çocuğu ile “yeniden bağlanmaya” başladı. Çocuğu ile yeniden bağlanan bu anne, hem kendisi doyasıya annelik duygularını yaşamaya başladı hem de çocuğu artık yemekleri reddetmeyi bıraktı.

Peki, bir annenin çocuğuna bağlanamamasının en temel sebebi nedir diye baktığımızda, ilk karşımıza çıkan şeyin o annenin de kendi çocukluk döneminde annesine bağlanamamış olduğunu görüyoruz. Kendi annesinden baskı, zorlama, aşağılama, suçlama, mahcup etme gibi davranışlar gören kız çocuklarının büyüyüp yetişkin olduklarında, kendi çocuklarına bağlanmakta sorun yaşadıklarını görüyoruz.

İkinci sebep ise ebeveynin “iyi çocuk yetiştirme” kaygısı, özellikle eğitimde…

Çocuk, dersini yapmadıkça çatılan kaşlarla, konu komşuda biraz yaramazlık yaptığında etinin çimdiklenmesi ile, odasını toplamadı diye bağırış çağrış ile yetiştiriliyorsa, böylesi bir çocuktan ebeveynine güvenli bağlanmasını beklemek çok da akıllıca bir bekleyiş değildir.

Bütün bunları neden söylüyorum? Çünkü bu hafta karne haftası ve tam da bu hafta çocuk kalplerinin en çok kırıldığı hafta…

Düşük notların sadece çocuğa mal edildiği bir ülkede yaşıyoruz.

Hâlbuki karne notları sadece çocuğa ait değildir. O notların içerisinde öğretmenin öğretmenlik yeteneği de var, ebeveyninin çocuğu ile ne kadar ilgilendiğinin sonucu da var. Akıllı bir ebeveyn çocuğu ile bağlanmalarına zarar verebilecek karneyi çok da önemsemez.

Önemseyeceği şey, çocuğunun ruh sağlığıdır.

Yazarın 16 Haziran 2014 tarihli yazısıdır.

Önceki Makale
Canım Yanıyor
Sonraki Makale
Eğitimde çocuğa saygı

Yorumlar

Yorum Yap!