Ebeveynleri tedirgin eden reklama RTÜK yetersiz kalıyor
Bir okuyucumdan gelen mektubu paylaşmak istiyorum,
“O gün hava güzel olduğu için küçük kızım ile parkta oynamaya çıktık. Onu salıncağa bindirip salladığım sırada, tam karşımda çardak altına oturmuş 3 erkek 3 kız çocuğu gördüm. Sanırım okuldan kaçmışlardı. Kızlar eteklerini dizlerine kadar çekmiş, oğlanlar kravatlarını gevşetip aşağı sarkıtmış. Tavır ve davranışlarıyla etrafı rahatsız ediyorlardı. Kahkaha sesleri beni de rahatsız ettiği için salıncaktaki kızımı alıp yola koyuldum. Parktan ayrılmak üzereydim ki, çocuklardan birini arkadaşlarına sırtını dönük halde elinde kola şişesi ile fark ettim. Şişenin içine bir şeyler damlatıyordu. Diğer gençler ise habersiz gülüşüyorlardı. Neden sonra bu genç içine bir şeyler damlattığı kolayı gülüşen kızlardan birine uzattı. Kız, kolayı tereddüt etmeden aldı. Ben şüphelendim, kızın yanına yaklaştım, ‘İçme o kolayı’ dedim. Kız yüzüme baktı, öylece kalakaldı. Kızın elindeki kolayı aldım ve yere attım. Kolaya bir şeyler damlatan çocuk ayağa kalktı ‘N’oluyor ya!’ dedi. Ben kızgın bir şekilde, ‘Nedir o cebindeki çıkar’ dedim. Gençler ilk şoku atlattıktan sonra, biri benimle dalga geçercesine, ‘Gergedan abla o, gergedan’ dedi ve hepsi gülmeye başladı. Kendimi o an hiç iyi hissetmedim. Kızımı kucakladım ve eve gittim. O çocuk kolaya ne damlatıyordu, niyeti neydi bilemedim. Sonradan ‘Acaba ben mi kötü düşündüm?’ diye o günkü davranışımdan rahatsız oldum. Birkaç hafta sonra İstanbul’dan Ankara’ya gidiyorduk. Araçta radyo açıktı. Radyoda bir pazarlamacı, laubali üslupla utanç verici bir ürünün reklamına başladı. Reklamda, kızların kolasına, limonatasına damlatılacak bir ilaçtan bahsediliyordu. Parktaki çocuğun kolaya damlattığı şey geldi aklıma… Radyodaki reklamı dinlerken arkadaki oğlumun da varlığı ile yüzüm kızardı. Tanıtıcı reklam erkek ve kadınlar için hazırladıkları özel kapsüllerden bahsediyor, nasıl da işe yarayacağını ballandıra ballandıra anlatıyordu. Dayanamadım ve kanalı değiştirdim. Ancak başka radyo kanalında yine aynı reklamla karşılaştım. Radyoyu tamamen kapattık. Açık açık, kız çocuklarının içeceklerine damlatılan bir etken maddeden bahsediliyor olmasından dolayı ülkemizdeki anne babalar adına çok tedirgin oldum. Radyoları denetleyen kurumun bu tür yayınlar yapılmasına izin verilmesine bir anne olarak öfke duydum.”
Bu mesajı aldığımda önce inanamadım.
Kadına yönelik ‘şiddete’ ve çocuğa yönelik istismara büyük tepki veren medyanın, radyo vasıtası ile içeceklere ilaç damlatarak istismarlara kapı aralıyor olmasını yakıştıramadım. Reklamdan üç beş kuruş kazanılıyor olsa bile, böylesi bir ürünün gündüz vakti cümle âleme DUYURUlması o radyo çalışanlarını da rahatsız etmesi gerekirdi.
Acaba konu hakkında RTÜK’e şikâyetlerde bulunulmuş mu ve Sağlık Bakanlığı bu konuda bir bilgilendirme yapmış mı diye kısa bir araştırma yaptım. Ancak orada karşılaştığım manzara insanın içini daha da acıtacak cinstendi.
Zira bakanlık, bu ürünün insan sağlığına zarar verdiğini ve ölümlere sebep olabileceği ikazını kamuoyuna duyurmuş. Fakat ürünün hâlâ gümbür gümbür tanıtımı yapılıyor.
RTÜK’e yüzlerce şikâyet ulaşmış, bu şikâyetlerden 7’si sonuçlandırılmış.
RTÜK’ün verdiği karar şu şekilde: “6112 Sayılı Kanunun 9’uncu maddesinin altıncı fıkrasının (c) bendindeki, ‘Yanıltıcı olmamak ve tüketicinin çıkarlarına zarar vermemek’ hükmünü ihlal ettiği gerekçesiyle yayıncı kuruluşa 1.187 TL para cezası verilmiştir.” Evet, yüzbinlerce aileyi tedirgin eden, çocukların kolasına, limonatasına damlatarak onların istismar edilebilmesine zemin hazırlayan, yüzbinlerce lira kazanç sağlayan böylesi bir ürünü tanıtan kanala sadece 1.187 lira para cezası verilmiş.
Bu ceza caydırıcı olmuş mu? Aksine, bu kadar az ceza almaktan kaynaklanan cesaretle olsa gerek ki, şu an onlarca radyoda, yüzlerce internet sitesinde reklamlar devam ediyor.
Böylesi bir durumda madem RTÜK yetersiz kalıyor, o halde anne babalar bu radyolar ile kendileri bizzat görüşerek şikâyetlerini iletmeli. Eğer, şu an on binlerce kapsülün satıldığı iddiası doğru ise, bir süre sonra birilerinin çocuklarının başı fena halde derde girecek gibi duruyor...
Yazarın 06 Mayıs 2013 tarihli yazısıdır