Çocuk Neyi Neden Yapar-1
Tanıtım
Her anne babanın canını sıkan sorunlardır; çocuğunun bir türlü tuvalet alışkanlığı kazanamaması, yemek yememesi, kardeşiyle kavga etmesi, inatçılığı, internet düşkünlüğü ve dahası...
Bir kısım anne baba, bu davranışların ne anlama geldiğini bildikleri için çocuklarını incitmeden sorunları çözerken, bir kısım anne baba ise sorunların çözümünde çaresiz kalarak çocukları ile bir çatışmaya girerler. Bu çatışmalarda, hem kendilerini hem de çocuklarını yıpratırlar.
Pedagog Dr. Adem Güneş Çocuk Neyi Neden Yapar? İsimli kitabı, bir 'çocuk davranışları anlama rehberi' olarak hazırladı. Çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini yalın bir dille, ebeveynlerle paylaştı. Konu bitiminde verilen soru-cevaplarla da anne babaya; o davranışın nasıl ortaya çıktığını, çocuğun bu davranışı niçin sergilemiş olduğunu ve anne babanın nasıl bir yol izlemesi gerektiğini anlattı.
Oğlum neden yalan söylüyor olabilir?
Oğlum, geçen gün okulda arkadaşının kalemini almış. Bana, "Öğretmenim verdi bu kalemi" dedi. Arkadaşının annesiyle konuşunca, gerçekleri öğrendim. Oğlum neden yalan söylüyor?
Kendisini baskı altında hisseden çocuk, yalan söyler.
Çocuğa ihtiyacı olduğu halde kalem alınmıyor, okulda da öğretmen illa o kalemin getirilmesini istiyorsa, anne-baba da çocuğa, "Şimdi alırız, yarın alırız" diye uygulamada gecikmeye sebep oluyorsa, çocuk da kalemi olması adına kendince bir çözüm bulmuş olabilir.
Arkadaşının kalemini alarak ihtiyacını gidermeye çalışan çocuğa, anne evde sorsa, "Bu kalem kimin?" diye, bu çocuğun annesine "Arkadaşımdan bu kalemi izinsiz aldım" diyebilmesi için, annesi tarafından ne duygusal, ne de psikolojik baskı altında tutuluyor olması lazım.
Eğer çocuk annesinden gelecek bir şiddet veya tepkiyle karşılaşacağını tahmin ederse, o takdirde kendisini koruyabilmek için yalan söyleyecektir. Böylesi bir durum varsa sizden korkuyor demektir. İzinsiz aldığını söylediği zaman vereceğiniz tepkiden çekiniyor demektir. O takdirde, çocuğun yalan söylememesi için üstünde baskı olmaması lazım. Çocuk bugün kalem için yalan söylemeye başlarsa, yarın daha kötü şeyler için de yalan söyleyebilir.
Pedagog Dr. Güneş, Çocuk Neyi Neden Yapar? Kitabında temel pedagojik bilgilerle birlikte, kısa ve öz olarak olumsuz çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini sunuyor. Yalın bir dille ele alınan bu konuların tamamı, bütün anne-babaların sorunları arasında belki de...
Ve Pedagog Dr. Âdem Güneş, satırları arasında çocuk davranışlarının altında yatan nedene şöyle bir açıklama getiriyor:
"Çocuk kendini olduğu gibi kabul eden bir ebeveyn yanında değilse, içinde yaşadıklarını dışa vuramıyorsa veya kendini dışa vurduğu kadarlık kısmıyla dahi ciddiye alınmıyorsa, böylesi bir çocuk, düdüklü tencerenin ısınması ve patlamaya hazırlanması gibi bir durumdadır."
Çocuk eğitimine dair 'sıkça sorulan sorulara' cevap vermeye çalışan kitap, ebeveynlerin başucu kitabı olmayı hak ediyor. Kitap tam manasıyla, pratik bir bilgi kaynağı...
İçindekiler
Teşekkür 11
Önsöz 13
Çocuklarda Yeme Alışkanlığı 15
Gelişimsel İhtiyaçlara Gelince 18
Temel İhtiyaçlar Nelerdir? 19
Yeme Problemi 21
3Z Formülü Nedir? 22
Çocuğa Damak Tadı Sunmak Gerekir mi? 25
Televizyon İzlerken Çocuğa Yemek Yedirmek Doğru mu? 26
Ödül ve Ceza ile Yemek Yedirsek Olmaz mı? 26
Çocuklarda Uyku Düzeni 33
Hangi Sebeplerle Çocuk Uykuya Direnir? 34
Anne-Babanın Uyku Düzeni Çocuğa Tesir Eder mi? 37
Çocuklar Neden Gece Ağlayarak Uyanır? 37
Gece Terörü Yaşayan Çocuklara Nasıl Davranılmalı? 39
Sallayarak Uyutmak Doğru Bir Yöntem mi? 39
Çocuklarda Dil Gelişimi 45
Gecikmiş Konuşma Nedir? 46
Konuşma Gecikmesinde Anne-Babanın Rolü Nedir? 46
Çocuğun Yanlış Söylediği Kelimeyi Düzeltmek Doğru mu? 47
Televizyon İzlemek Çocuğun Dil Öğrenimini Hızlandırır mı? 48
Çocuğun Konuşmasının Gecikmesi Ne Anlama Gelir? 49
İkinci Dil Öğrenimi Nasıl Olmalıdır? 49
Çocuklarda Kaba ve Çirkin Sözler 55
Çocuklar Küfür İçeren Kelimeler Kullandığında Ceza Verilmeli mi? 56
Olumsuz Söz Kullanan Çocuklara Nasıl Yaklaşmalı? 56
Çocuklarda Hırçınlık ve Bağırtılar 63
Anne-Baba Ne Yapmalı? 64
Çocuğu Bağırmaya İten En Önemli Sebep Sindirilmesi mi? 64
Bağırmak Anne-Babadan Kalıtımla mı Geçer, Sonradan mı Öğrenilir? 65
Adım Adım Tuvalet Eğitimi 69
Tuvalet Eğitiminde Püf Noktalar Neler? 72
Anne Nasıl Davranmalı? 73
Tuvalet Alışkanlığı Kazanamayan Çocuk İçin Ne Zaman Pedagoga Başvurulur? 73
Çocuklarda Parmak Emme 81
Parmak Emme Alışkanlığına Nasıl Son Verilir? 82
Parmak Emme, Duygusal Yoksunluktan Kaynaklanıyorsa Ne Yapılmalı? 83
Çocuk ve Sütten Kesilme Süreci 89
Bu Dönemin Özellikleri Nelerdir? 90
Çocuğun Damak Zevkinin Gelişmesi, Emme Alışkanlığının Kesilmesinde Etkili Olur mu? 91
Emme Alışkanlığı Nasıl Bıraktırılır? 91
Çocuklarda Tırnak Yeme 99
Tırnak Yiyen Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı? 100
Tırnak Yemek, Alışkanlığa Dönüştüğünde Ne Yapılabilir? 101
Çocuklarda Korkular 105
Çocukluk Dönemi Korkuları Nelerdir? 106
Kardeş Kıskançlığı 113
Kardeş Kıskançlığını Hangi Davranışlar Tetikler? 113
Anne-Baba Ne Yapmalı? 115
Kardeşler Arası Çatışmalar Bazen Faydalıdır da...116
Kardeş Kavgalarında Ne Zaman Müdahale Edilmelidir? 116
Çocuklar ve İçe Kapanıklık 125
Çocuk Duyarlı mı, Ezilmiş mi? 126
İçe Kapanıklığın Sebepleri Nelerdir? 127
Anne-Baba Ne Yapmalı? 128
Çocuk ve Yalan 135
7 Yaşından Önce Söylenenler Yalan mı? 136
Çocukları Yalan Söylemeye Sevk Eden Nedir? 136
Yalan Nasıl Alışkanlığa Dönüşür? 138
Anne-Babalar Ne Yapmalı? 138
İzinsiz Eşya Getirme 145
7 Yaşından Küçük Çocukların Anne-Babaları Ne Yapmalı? 146
Çocukları İzinsiz Eşya Almaya İten Nedir? 147
İzinsiz Eşya Almanın Alışkanlığa Dönüşmemesi İçin Neye Dikkat Edilmeli? 148
Hareketli Çocuklar 155
Çocuğun Hiperaktif Olup Olmadığını Nasıl Anlarız? 158
Üstün Zekâlı Çocuklar ile Hiperaktifler Nasıl Ayrılır? 159
Hiperaktivite Nasıl Tedavi Edilir? 159
Hareketli Çocuk Aynı Zamanda Dikkati Dağınık Çocuk mudur? 160
Çocuklarda İnatçılık 167
Çocukla İnatlaşılırsa Ne Olur? 168
‘İnat Döneminin’ Kalıcı Hale Gelmemesi İçin Neye Dikkat Edilmeli? 169
Çocuk Her Şeyi İnatla Yaptırmayı Öğrendiyse, Çıkış Yolu Nasıl Olmalı? 170
Hırçınlık ve Vurma Alışkanlığı 177
Her Vurma Şiddet midir? 177
Çocuklarda Tik’ler 183
Hangi Sorunlar Tiki Tetikler? 184
Kimlerde Daha Sık Görülür? 184
Anne-Baba Ne Yapmalı? 184
Tik Başka Sorunları da Tetikler mi? 185
Teknoloji Bağımlılığı 189
Teknoloji Bağımlılığı Neden Çok Çabuk Yayılıyor? 190
Anne-Baba Ne Yapabilir? 191
‘Bilgiye Ulaşma Kültürü’ Nasıl Oluşturulur? 193
Çocuk İnternet Bağımlısı Olduysa Ne Yapılmalı? 194
Çocuklarda Kendini Tatmin Etme 201
Çocuklar Neden Kendini Tatmine Yönelir? 202
Kendi Kendine Geçer mi? 203
Çözüm Nedir? 203
Önsöz
Bir gün sanatçı bir dostum “Kitap okumaya hiç vaktim yok... Şöyle pratik çocuk eğitimi kitabı yazsanız da beş-on dakikalık fırsatlarda göz atarak bir şeyler öğrensek” demişti. Çocuk eğitimi ‘şöyle bir göz atarak’ öğrenilecek şey değildir aslında. Ancak, birçok anne-baba maalesef yoğun koşturmacalar içinde detaylı kitap okumaya fırsat bulamıyor.
İşte bu kitap temel pedagojik bilgileri içermesine rağmen, kısa ve öz olarak ele alındı. Ele alınan başlıklar hemen hemen bütün anne-babaların sorunları arasındaydı. Ki bilhassa da sıklıkla karşılaşılan bu sorunlardan seçmeye çalıştık konuları. Her konu bitiminde, soru-yorumlara da yer verildi ki, konunun anlaşılmasında kolaylık olsun. Çocuk eğitimine dair ‘sıkça sorulan sorulara’ cevap vermeye çalıştığımız bu kitap, ebeveynlerin başucu kitabı olmayı hak ediyor.
Uzman Pedagog Adem Güneş İstanbul, 2014
Çocuklarda Yeme Alışkanlığı
İhtiyaçların bir kısmı doğuştandır. Bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren kendini gösterir; ki bunlar, ‘temel’ ihtiyaçlardır. Doğan her çocukta şaşmaz bir aynılık içindedir, fıtrîdir. Bu ihtiyaçlar, onun yetişkin olma serüveninin temelini teşkil eder. Fıtrî ihtiyaçların karşılanmaması, insanın yaşama devam edemeyeceği anlamına gelir; ölüm ile sonuçlanır.
-Çocuklarda saldırgan davranışların birçoğu, ihtiyacın önündeki engelleri kaldırmak için masum davranışlardır
-Kişiliğin bir parçası haline dönüşmüş bir ihtiyaç karşılanmazsa, insanda bir gerilim hali oluşur.
-Gelişimsel ihtiyaçlar, çocuğun yaşı ilerledikçe, belli dönemlere eriştikçe ‘fıtrî’ olarak ortaya çıkar.
-Yemek yemek temel bir ihtiyaçtır, ebeveynler bu temel ihtiyacı yanlış davranışlarla sorunlu hale getirmemelidir.
-Aşırı tat, tuz ve acı gıdalarla tat sınırı aşılmış yemeğe alıştırılan çocuklarda yeme bozuklukları sık görülür.
-Yeme sorunları anlık bulunan çözümlerle çözülmemelidir.
Çocuklarda Uyku Düzeni
Uyku, direnilmesi zor bir ihtiyaç halidir. Öyle ki, açlığa dayanılır, uykusuzluğa direnilemez! İster çocuk olsun ister yetişkin, uykusuzluğa tahammül edemez. Böyle olduğu halde birçok ebeveyn çocuklarının geç uyuduklarından, sabah uyanmadıklarından yakınır. Burada bilinmesi gereken en önemli ayrıntı; ebeveynler çocuklarını uyutmaya zorladıkça çocuklarının direnecekleridir. Zira zorla uyku olmaz!
-Çocuk güncel yaşamda ebeveyni ile duygusal doyuma erişmedikçe, uykuya karşı direnç gösterir.
-Erken ya da geç uyuması için zorlanan çocuk, uykusu olsa da uyumamak için direnç gösterir
-Uyumamak üzere ağlayan çocukların ya duygusal ya da fiziksel ihtiyacı giderilmemiştir.
-Çocuk annesinin yatağından kademeli şekilde ayrılırsa kendi odasına geçişi, daha kolay olur.
-Gece teröründe çözüm, anne-çocuk bağlanmasıdır.
Çocuklarda Dil Gelişim
Çocuklarda dil ‘edinimi’ doğdukları andan itibaren başlar. Daha birkaç günlük çocuk, işittiği her bir sesi, hafızasına kaydeder. Benzer sesler duydukça kendi de o sesleri çıkartmak için çaba harcar. Çocuğun dil ediniminde iki hafızası vardır. Birincisi; pasif hafıza ki, her duyulan sözcük buraya kaydolur. Pasif hafızaya kaydolan sözcükler 6 ay bOYUNca kullanılmaya devam edilirse, bu kayıtlar ‘aktif hafıza’ya aktarılır.
-Dil öğrenme, işitmenin devamıdır.
-Konuşma çabasıyla dalga geçilen çocuklarda konuşma bozuklukları daha sık görülür.
-Televizyon, dil gelişimini ilerletmek yerine, geriletir. İletişim diyalog halinde olursa dil gelişimine katkı sağlar, ki televizyon monolog bir iletişim aracıdır.
-İki dil öğrenecek olan çocuklarda ana dilin annenin konuştuğu dil olması, öğrenilecek yabancı dilin de babanın dili olması çift dil öğrenmeye katkı sağlar.
Çocuklarda Kaba ve Çirkin Sözler
Çocuk yetişkinliğe doğru yolculuk yaparken, farklı kişiler, farklı davranışlar ve farklı alışkanlıklarla tanışacaktır. Çocuk olmanın da gereği olarak, her karşılaştığı yeniliği pratiğe geçirmekten de büyük bir haz duyacaktır. Çocuğun yeni kelimeler öğrenmekten çok mutlu olduğu okul öncesi dönemde, zaman zaman ‘argo’ kelimeler veya ‘çirkin/küfür/kaba’ içerikli kelimeler de kendi kelime dağarcığına dokunuverir. Panik yapmamak gerekir, çünkü çocuk kullandığı argo veya kötü sözlerin içeriğini bilerek değil, yeni yeni duyuyor olmanın heyecanı ile kullanır.
-Kaba ve argo kelimeler kullanan çocuğa kızmak, azarlamak, dövmek çözüm değildir. Bunun verdiği tepkisellik sorunu daha derinleştirir.
-Çocuk, kızgınlık ve üzüntü anında hangi kelimeyi kullanacağını bilirse, argo kelimelere başvurmak zorunda kalmaz.
-Anne-babalar, çocukların kullandığı kaba ve çirkin söze değil, bu sözün nereden öğrenildiğine odaklanmalıdır.
Çocuklarda Hırçınlık ve Bağırtılar
Çocuk içinde biriktirdiği negatif ya da pozitif hisleri sözel olarak dışarı çıkartamıyorsa bu noktada sorunlar başlar. Kendini ifade edemeyen çocuk agresiftir, hırçındır, duygusal ve mızmızdır. “Gözünün üzerinde kaşın var” dense; ya ağlamaya, ya da saldırmaya hazırdır. Konuşarak kendini ifade edemeyen çocuk, ağlamayı ya da bağırmayı bir çıkış yolu olarak görür.
-Çocuk ancak kendini varolduğu hali ile kabul eden bir ebeveyn yanında sakindir.
Adım Adım Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitimi özellikle annelerin en can sıkıcı konusudur. Bilinmesi gereken birkaç noktaya dikkat edildiğinde, tuvalet eğitimi can sıkıcı olmaktan çıkıp, çok keyif verici birkaç günlük eğitime dönüşebilir. Küçük bir çocuk için alt ıslatmanın bir haz ve keyif hali olduğunu gözden kaçırmamak en önemli husustur. Çocuk sıkışmış, zorda kalmış ve idrar yolu tam da dolu olduğu bir sırada rahatlamak için bırakır kendini.
-İdrar yollarındaki kasları kullanma becerisi gözlemlenen çocuklarda tuvalet eğitimi başlayabilir.
-Tuvalet eğitiminin ilk adımı çocuğun ıslaklığı hissetmesini sağlamaktır.
-Tuvalet eğitiminin neden gerektiğini anlaması, çocuğun bu alışkanlığı kazanmasını kolaylaştırır
Çocuklarda Parmak Emme
0-2 yaş, emme refleksinin zirve olduğu bir dönemdir. Çocuk normalde 2 sene bOYUNca devam eden emme refleksine karşılık olan anne göğsünü bulamadıysa, başka bir şey emmek zorundadır. Elini ağzına alır, parmağını emmeye alışır. Ağzına emzik verilse, emziğe alışır. Eğer çocuk anne sütünü erken dönemde bıraktıysa, o takdirde yeni emdiği şeyi ileriki yaşlara doğru bir alışkanlık olarak götürür.
-Çocuk üzerinde baskı varsa, huzursuz bir atmosferdeyse, kaygı ve korku içindeyse parmağını ağzına sokarak kendisini güvende hisseder.
-4 yaşından sonraki parmak emmeler, duygusal yoksunluğun işaretidir.
-Çocuk ile anne arasında bir bağlanma sorunu olduğunda çocuk parmak emmeye yönelir
Çocuk ve Sütten Kesilme Süreci
Annelerin en çok zorlandıkları konulardan bir diğeri de sütten kesmedir. Anne ile bebek arasında, emzirme döneminde büyük bir ilişki başlar. Bu ilişkinin adı ‘güvenli bağlanma’dır. Annesini doya doya emen, her ihtiyaç duyduğunda annesini yanında bulan ve annesiyle sarmaş dolaş yatan bir çocuk ancak annesine doyar.
-Çocuklarda emme refleksi 24 aydır.
-Çocuk, anne göğsünden kademeli olarak ayrılmalıdır.
-Annesinin ihtiyaçlarını karşılayacağından emin olan çocuk, 24. aydan sonra emme alışkanlığından zorluk çıkarmadan vazgeçer.
Çocuklarda Tırnak Yeme
Bir çocuğun tırnağını ya da parmağını emmesi eğer 2 yaş öncesindeki döneme denk geliyorsa, bu, emme dönemindeki eksikliğin gideriliyor olduğu anlamına gelir. Eğer çocuk 2 yaşından önce anne sütünü bırakmışsa, emme refleksini tamamlayamadığından dolayı elini ağzına götürür. Veyahut taklit döneminin gereği olarak, çocuğun yanında tırnak yiyen bir yetişkin varsa, çocuk da tırnaklarını yemeğe başlayabilir. Hatta elini keyifli bir şekilde ağzına alıyorsa, bu da bir alışkanlığın belirtisidir.
-Emme dönemini tamamlamış olan bir çocukta tırnak yeme, güven yoksunluğunun dışa vurumu olarak ortaya çıkar.
-Çocuk sosyal yaşamda kendi gibi olmayı becerdiğini ve bu haliyle kimseler tarafından eleştirilmediğini fark ettiğinde tırnak yemeyi kendiliğinden bırakır.
Çocuklarda Korkular
Korku, her insanda potansiyel olarak varolan, yaşamın devamlılığı için gerekli olan istemsiz savunma davranışıdır. Korku, insanın yaşam ile uyum sağlamasını, sosyal hayat içinde yer almasını sağlayan, doğal bir duygu durumudur. Sorun olan korkular, bu doğal sınırların aşılmış olmasıdır. Bir başka deyişle ‘korku eşiğinin’ yükselmiş olması halidir.
-Çocuklar belli yaşlarda, duygusal ve zihinsel gelişimin bir gereği olarak korku dönemi yaşayabilir. Bu normaldir.
-Gerçekçi ve soğukkanlı bir ebeveynin yanındaki çocuk, korkularını daha kolay; duygusal ve kaygılı bir ebeveynin yanındaki çocuk ise bu dönemi daha zor atlatır.
Kardeş Kıskançlığı
Kıskançlık duygusu, her insanın yaradılışında vardır. Bu duygunun varlığı, kişinin gelişiminde etkili olduğu kadar, aşırı uyarılmış olması halinde de yaşamı zora sokar. Hele ki bu bir çocuksa daha da zorlaşır yaşam...
-Kıskançlığı anormal hale getiren en önemli sebep anne-baba tutumlarıdır
-Kardeş kıskançlığını oluşturmak istemeyen ebeveynler kardeşler arası ilişkilerde gerçekçi ve doğal olmalı.
-Belirli bir düzeyde, kardeşler arasındaki çatışmalar iletişim yeteneklerini geliştirir, problem çözme becerilerini artırır.
-Kardeş kavgasında asıl olan kimin haksız ya da haklı olduğunu bulmak değil; hangi davranışın doğru olup olmadığına karar vermektir.
-Ebeveynler, kardeşler arasında yol gösterici olmalı.
Çocuklar ve İçe Kapanıklık
Bir çocuk mizacına uygun bir yaşam sürüyorsa, sükûnet içindedir ve genellikle sosyaldir. Böylesi bir çocuk olaylara birdenbire atılmaz, reaksiyon göstermez. Önce etrafını gözler, çevresini tanır, kendisini emniyette hissettikten sonra ortama dâhil olur
-Mizacına uygun bir yaşam süren çocuk, sükûnet içindedir ve sosyaldir
-Annesinden duygusal olarak beslenemeyen çocuk; ya agresif olur, çatışmacıdır ya da içe dönük ve mutsuzdur.
-İçe kapanık çocukların ortak özellikleri, duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşamamalarıdır.
Çocuk ve Yalan
İnsanın üç farklı dünyası vardır: (1) Uyku ve rüya dünyası, (2) Hayal dünyası, (3) Gerçek dünya. Sağlıklı bir yetişkinde, bu üç dünya birbirinden net ve kesin çizgilerle ayrılmıştır. Hiçbir yetişkin hayal kurduğu bir şeyi, gerçekmiş gibi anlatmaz. Oysa ilk 7 yaş dönemindeki çocuklar bu üç dünyayı birbirinden ayırt edemez. Onlar için rüya ile gerçek arasında bir fark yoktur. Ya da hayal dünyası, tıpkı gerçek dünya gibidir.
-Yalan, insan fıtratının değil; korkunun, kaygının ürünüdür.
-Yalanı yakalanmak üzere peşinden gidilen çocuk, yalan söylemekte ustalık kazanır
İzinsiz Eşya Getirme
7 yaş grubundan küçük çocuklar için başkasının malı diye bir şey yoktur. Çocuğun çevresindeki her şey, çocuğundur. Üçüncü bir şahsa ait bir şey yoktur. O yüzden çocuk, okuldaki OYUNcakları, arkadaşının eşyalarını çok rahatlıkla alır, cebine koyar ve getirir. Çocuk okuldan alıp getirdiği OYUNcağı ne çalma niyeti ile alır, ne de başkasının malına el koyma niyeti ile cebine koyar.
-‘Çalma hastalığı’ ile çocukluk döneminde görülen izinsiz eşya alma aynı şey değildir.
-Çocuğu izinsiz eşya almaya iten en önemli sebeplerden biri, ilgisizliktir.
-Çocuğun kişilik haklarına saygı gösterilirse, o da başkalarınınkine göstermeyi öğrenir.
-Yetişkinlik döneminde çalma, bir kişilik probleminin habercisidir.
Hareketli Çocuklar
Çocukta huzursuzluk hali varsa, bu huzursuzluk fiziğe de yansır. Çocuğun eklemlerine yansır. Eli-kolu hızlanır, omuzları kımıldamaya başlar, ayakları kımıldamaya başlar, sağa-sola doğru sallanmaya başlar... Öncelikle bu huzursuzluğa sebep olan unsurların tek tek tespit edilmesi gerekir
-Çocuğa ‘ekstra dürtü’ veren bir ortam sunulursa, çocuk hareketlenir
-Çocuğun biyolojik ritmi bozulmuşsa, bozulmuş olan o ritim de çocuğa dürtü verir ve çocuğu hızlandırır.
-Duygusal yoksunluk yaşayan çocuklar, hiperaktif gibi, hızlı hareket etmeye başlarlar
-Çocuk hareketlenmeye başladığında beraberinde bir sorun daha çıkar: dikkat eksikliği
-Dikkat eksikliği öğrenme güçlüğünü oluşturur.
Çocuklarda İnatçılık
Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Çocuk 2 yaşından sonra anormalleşmez, normalleşir. 2 yaşına kadar bütün ihtiyaçlarını annesiyle gideren bir çocuk, annesiyle ruhsal bir sekine dönemi yaşadıktan sonra, sanki bir uykudan uyanır ve insan olma yolunda adımlar, “Ben yapacağım” demeye başlar.
-‘Ben gelişim’ döneminde, çocuğun yapmak istediği şeylere izin verilirse, kişilik gelişiminde olumlu tesirler oluşur.
-Çocuk, yaşamda engellerle karşılaştıkça güçlenir; engellendikçe agresifleşir.
-Çocuk engelleri şiddet kullanarak aşmayı alışkanlık hali getirmeye başlarsa, bu, ileriki dönem için davranış bozukluğuna sebep olur.
Hırçınlık ve Vurma Alışkanlığı
Çocuklar genellikle kendilerini ifade edemediklerinde vurma davranışı gösterirler. Arzu ettikleri şeye erişememek, anne-babayı kendine yöneltememek, içlerinde sevgi ihtiyacı kaldığı halde ebeveynine ulaşamamak çocukların vurma davranışlarının ortaya çıkmasında etkilidir.
-Çocuklar genellikle kendilerini ifade edemediklerinde vurma davranışı gösterirler.
Çocuklarda Tik’ler
Tik istemsiz kas kasılmasıdır. Çocuğun istemeden bir kasının sürekli olarak aynı periyot ve aynı zaman dilimi içerisinde kasılıp bırakılıyor olmasıdır. Bir insanın üzerinde baskılar artmaya başladığında, bu insandaki ilk fiziksel reaksiyonların göz kırpmalar, kaş kaldırmalar, dudak ısırmalar gibi kafasıyla, vücuduyla alâkalı birtakım fizyolojik tepkiler olduğu görülür. Ne kadar baskı artar ve çocuk ne kadar işin içerisinden çıkamaz ise kaşı, gözü, dudakları, vs. o kadar çok hareket etmeye başlar.
-Tik’lerin kaynağı gerginliktir.
-Çocuğu gerginliğe iten sebep bulunmadıkça, tik de ortadan kalkmayacaktır.
-Müdahale edilmediği takdirde tikler kronik seyir gösterebilir.
Teknoloji Bağımlılığı
Alkol ve uyuşturucu gibi madde bağımlılıklarının yanında bilgisayar, cep telefonu, internet gibi teknolojik gereçlerin de bağımlılığa dönüştüğü bir yüzyılda yaşıyoruz. Özellikle, aile içi iletişimin zayıf olduğu ortamlarda yetişen çocukların böylesi bağımlılığa düşme riskinin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Aile içinde bir bireyin, teknolojik gereçlerden birine bağımlılık kazanması ailenin diğer bireylerini anında etkiliyor.
-Teknolojik gereçler, zayıf aile bağı olan çocuklarda daha çok bağımlılık yapmaktadır.
-Teknoloji, bir OYUN değil bilgiye ulaşma aracı olarak tanımlanmalıdır.
-Çocuk teknoloji ile düşman değil, onunla dost yetiştirilmelidir.
-İnternet kullanımında ailenin sloganı, “Kullan, işini hallet, çık” olmalı.
Çocuklarda Kendini Tatmin Etme
Henüz ön ergenliğe erişmemiş bir çocuğun kendi bedenine yönelmesini cinsel tatmin olarak göremeyiz. Genellikle erken yaşlarda, bir şekli ile çocuklar kendi bedenlerini keşfedebiliyorlar. Cinsellik olmayan, fakat tıpkı bir tatlı kaşınma şeklinde kendi genital bölgelerine yoğunlaşabiliyorlar. Günümüzde oldukça sık rastlanılan bu çocuk davranışını, cinsellikle bağdaştırmak çocuğa yapılacak bir haksızlık olur.
-Kendini tatminde en belirgin sebep, çocuğun anne ile bağlanmasındaki problemlerdir.
-Çocuk mastürbasyonu vaktinde önlenmez ise kalıcılık gösterir.
-Böylesi bir alışkanlığın terki, 6 ayı bulan, ‘haz değiştirme ve davranış unutma süreci’ni kapsar
-Sorunun çözümü, anne ile çocuk arasındaki yeniden bağlanmayla gerçekleşir.
Yorumlar
Yorum Yap!
Çocuk Neyi Neden Yapar-1
Tanıtım
Her anne babanın canını sıkan sorunlardır; çocuğunun bir türlü tuvalet alışkanlığı kazanamaması, yemek yememesi, kardeşiyle kavga etmesi, inatçılığı, internet düşkünlüğü ve dahası...
Bir kısım anne baba, bu davranışların ne anlama geldiğini bildikleri için çocuklarını incitmeden sorunları çözerken, bir kısım anne baba ise sorunların çözümünde çaresiz kalarak çocukları ile bir çatışmaya girerler. Bu çatışmalarda, hem kendilerini hem de çocuklarını yıpratırlar.
Pedagog Dr. Adem Güneş Çocuk Neyi Neden Yapar? İsimli kitabı, bir 'çocuk davranışları anlama rehberi' olarak hazırladı. Çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini yalın bir dille, ebeveynlerle paylaştı. Konu bitiminde verilen soru-cevaplarla da anne babaya; o davranışın nasıl ortaya çıktığını, çocuğun bu davranışı niçin sergilemiş olduğunu ve anne babanın nasıl bir yol izlemesi gerektiğini anlattı.
Oğlum neden yalan söylüyor olabilir?
Oğlum, geçen gün okulda arkadaşının kalemini almış. Bana, "Öğretmenim verdi bu kalemi" dedi. Arkadaşının annesiyle konuşunca, gerçekleri öğrendim. Oğlum neden yalan söylüyor?
Kendisini baskı altında hisseden çocuk, yalan söyler.
Çocuğa ihtiyacı olduğu halde kalem alınmıyor, okulda da öğretmen illa o kalemin getirilmesini istiyorsa, anne-baba da çocuğa, "Şimdi alırız, yarın alırız" diye uygulamada gecikmeye sebep oluyorsa, çocuk da kalemi olması adına kendince bir çözüm bulmuş olabilir.
Arkadaşının kalemini alarak ihtiyacını gidermeye çalışan çocuğa, anne evde sorsa, "Bu kalem kimin?" diye, bu çocuğun annesine "Arkadaşımdan bu kalemi izinsiz aldım" diyebilmesi için, annesi tarafından ne duygusal, ne de psikolojik baskı altında tutuluyor olması lazım.
Eğer çocuk annesinden gelecek bir şiddet veya tepkiyle karşılaşacağını tahmin ederse, o takdirde kendisini koruyabilmek için yalan söyleyecektir. Böylesi bir durum varsa sizden korkuyor demektir. İzinsiz aldığını söylediği zaman vereceğiniz tepkiden çekiniyor demektir. O takdirde, çocuğun yalan söylememesi için üstünde baskı olmaması lazım. Çocuk bugün kalem için yalan söylemeye başlarsa, yarın daha kötü şeyler için de yalan söyleyebilir.
Pedagog Dr. Güneş, Çocuk Neyi Neden Yapar? Kitabında temel pedagojik bilgilerle birlikte, kısa ve öz olarak olumsuz çocuk davranışlarının nedenlerini ve çözüm önerilerini sunuyor. Yalın bir dille ele alınan bu konuların tamamı, bütün anne-babaların sorunları arasında belki de...
Ve Pedagog Dr. Âdem Güneş, satırları arasında çocuk davranışlarının altında yatan nedene şöyle bir açıklama getiriyor:
"Çocuk kendini olduğu gibi kabul eden bir ebeveyn yanında değilse, içinde yaşadıklarını dışa vuramıyorsa veya kendini dışa vurduğu kadarlık kısmıyla dahi ciddiye alınmıyorsa, böylesi bir çocuk, düdüklü tencerenin ısınması ve patlamaya hazırlanması gibi bir durumdadır."
Çocuk eğitimine dair 'sıkça sorulan sorulara' cevap vermeye çalışan kitap, ebeveynlerin başucu kitabı olmayı hak ediyor. Kitap tam manasıyla, pratik bir bilgi kaynağı...
İçindekiler
Teşekkür 11
Önsöz 13
Çocuklarda Yeme Alışkanlığı 15
Gelişimsel İhtiyaçlara Gelince 18
Temel İhtiyaçlar Nelerdir? 19
Yeme Problemi 21
3Z Formülü Nedir? 22
Çocuğa Damak Tadı Sunmak Gerekir mi? 25
Televizyon İzlerken Çocuğa Yemek Yedirmek Doğru mu? 26
Ödül ve Ceza ile Yemek Yedirsek Olmaz mı? 26
Çocuklarda Uyku Düzeni 33
Hangi Sebeplerle Çocuk Uykuya Direnir? 34
Anne-Babanın Uyku Düzeni Çocuğa Tesir Eder mi? 37
Çocuklar Neden Gece Ağlayarak Uyanır? 37
Gece Terörü Yaşayan Çocuklara Nasıl Davranılmalı? 39
Sallayarak Uyutmak Doğru Bir Yöntem mi? 39
Çocuklarda Dil Gelişimi 45
Gecikmiş Konuşma Nedir? 46
Konuşma Gecikmesinde Anne-Babanın Rolü Nedir? 46
Çocuğun Yanlış Söylediği Kelimeyi Düzeltmek Doğru mu? 47
Televizyon İzlemek Çocuğun Dil Öğrenimini Hızlandırır mı? 48
Çocuğun Konuşmasının Gecikmesi Ne Anlama Gelir? 49
İkinci Dil Öğrenimi Nasıl Olmalıdır? 49
Çocuklarda Kaba ve Çirkin Sözler 55
Çocuklar Küfür İçeren Kelimeler Kullandığında Ceza Verilmeli mi? 56
Olumsuz Söz Kullanan Çocuklara Nasıl Yaklaşmalı? 56
Çocuklarda Hırçınlık ve Bağırtılar 63
Anne-Baba Ne Yapmalı? 64
Çocuğu Bağırmaya İten En Önemli Sebep Sindirilmesi mi? 64
Bağırmak Anne-Babadan Kalıtımla mı Geçer, Sonradan mı Öğrenilir? 65
Adım Adım Tuvalet Eğitimi 69
Tuvalet Eğitiminde Püf Noktalar Neler? 72
Anne Nasıl Davranmalı? 73
Tuvalet Alışkanlığı Kazanamayan Çocuk İçin Ne Zaman Pedagoga Başvurulur? 73
Çocuklarda Parmak Emme 81
Parmak Emme Alışkanlığına Nasıl Son Verilir? 82
Parmak Emme, Duygusal Yoksunluktan Kaynaklanıyorsa Ne Yapılmalı? 83
Çocuk ve Sütten Kesilme Süreci 89
Bu Dönemin Özellikleri Nelerdir? 90
Çocuğun Damak Zevkinin Gelişmesi, Emme Alışkanlığının Kesilmesinde Etkili Olur mu? 91
Emme Alışkanlığı Nasıl Bıraktırılır? 91
Çocuklarda Tırnak Yeme 99
Tırnak Yiyen Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı? 100
Tırnak Yemek, Alışkanlığa Dönüştüğünde Ne Yapılabilir? 101
Çocuklarda Korkular 105
Çocukluk Dönemi Korkuları Nelerdir? 106
Kardeş Kıskançlığı 113
Kardeş Kıskançlığını Hangi Davranışlar Tetikler? 113
Anne-Baba Ne Yapmalı? 115
Kardeşler Arası Çatışmalar Bazen Faydalıdır da...116
Kardeş Kavgalarında Ne Zaman Müdahale Edilmelidir? 116
Çocuklar ve İçe Kapanıklık 125
Çocuk Duyarlı mı, Ezilmiş mi? 126
İçe Kapanıklığın Sebepleri Nelerdir? 127
Anne-Baba Ne Yapmalı? 128
Çocuk ve Yalan 135
7 Yaşından Önce Söylenenler Yalan mı? 136
Çocukları Yalan Söylemeye Sevk Eden Nedir? 136
Yalan Nasıl Alışkanlığa Dönüşür? 138
Anne-Babalar Ne Yapmalı? 138
İzinsiz Eşya Getirme 145
7 Yaşından Küçük Çocukların Anne-Babaları Ne Yapmalı? 146
Çocukları İzinsiz Eşya Almaya İten Nedir? 147
İzinsiz Eşya Almanın Alışkanlığa Dönüşmemesi İçin Neye Dikkat Edilmeli? 148
Hareketli Çocuklar 155
Çocuğun Hiperaktif Olup Olmadığını Nasıl Anlarız? 158
Üstün Zekâlı Çocuklar ile Hiperaktifler Nasıl Ayrılır? 159
Hiperaktivite Nasıl Tedavi Edilir? 159
Hareketli Çocuk Aynı Zamanda Dikkati Dağınık Çocuk mudur? 160
Çocuklarda İnatçılık 167
Çocukla İnatlaşılırsa Ne Olur? 168
‘İnat Döneminin’ Kalıcı Hale Gelmemesi İçin Neye Dikkat Edilmeli? 169
Çocuk Her Şeyi İnatla Yaptırmayı Öğrendiyse, Çıkış Yolu Nasıl Olmalı? 170
Hırçınlık ve Vurma Alışkanlığı 177
Her Vurma Şiddet midir? 177
Çocuklarda Tik’ler 183
Hangi Sorunlar Tiki Tetikler? 184
Kimlerde Daha Sık Görülür? 184
Anne-Baba Ne Yapmalı? 184
Tik Başka Sorunları da Tetikler mi? 185
Teknoloji Bağımlılığı 189
Teknoloji Bağımlılığı Neden Çok Çabuk Yayılıyor? 190
Anne-Baba Ne Yapabilir? 191
‘Bilgiye Ulaşma Kültürü’ Nasıl Oluşturulur? 193
Çocuk İnternet Bağımlısı Olduysa Ne Yapılmalı? 194
Çocuklarda Kendini Tatmin Etme 201
Çocuklar Neden Kendini Tatmine Yönelir? 202
Kendi Kendine Geçer mi? 203
Çözüm Nedir? 203
Önsöz
Bir gün sanatçı bir dostum “Kitap okumaya hiç vaktim yok... Şöyle pratik çocuk eğitimi kitabı yazsanız da beş-on dakikalık fırsatlarda göz atarak bir şeyler öğrensek” demişti. Çocuk eğitimi ‘şöyle bir göz atarak’ öğrenilecek şey değildir aslında. Ancak, birçok anne-baba maalesef yoğun koşturmacalar içinde detaylı kitap okumaya fırsat bulamıyor.
İşte bu kitap temel pedagojik bilgileri içermesine rağmen, kısa ve öz olarak ele alındı. Ele alınan başlıklar hemen hemen bütün anne-babaların sorunları arasındaydı. Ki bilhassa da sıklıkla karşılaşılan bu sorunlardan seçmeye çalıştık konuları. Her konu bitiminde, soru-yorumlara da yer verildi ki, konunun anlaşılmasında kolaylık olsun. Çocuk eğitimine dair ‘sıkça sorulan sorulara’ cevap vermeye çalıştığımız bu kitap, ebeveynlerin başucu kitabı olmayı hak ediyor.
Uzman Pedagog Adem Güneş İstanbul, 2014
Çocuklarda Yeme Alışkanlığı
İhtiyaçların bir kısmı doğuştandır. Bebeğin dünyaya geldiği andan itibaren kendini gösterir; ki bunlar, ‘temel’ ihtiyaçlardır. Doğan her çocukta şaşmaz bir aynılık içindedir, fıtrîdir. Bu ihtiyaçlar, onun yetişkin olma serüveninin temelini teşkil eder. Fıtrî ihtiyaçların karşılanmaması, insanın yaşama devam edemeyeceği anlamına gelir; ölüm ile sonuçlanır.
-Çocuklarda saldırgan davranışların birçoğu, ihtiyacın önündeki engelleri kaldırmak için masum davranışlardır
-Kişiliğin bir parçası haline dönüşmüş bir ihtiyaç karşılanmazsa, insanda bir gerilim hali oluşur.
-Gelişimsel ihtiyaçlar, çocuğun yaşı ilerledikçe, belli dönemlere eriştikçe ‘fıtrî’ olarak ortaya çıkar.
-Yemek yemek temel bir ihtiyaçtır, ebeveynler bu temel ihtiyacı yanlış davranışlarla sorunlu hale getirmemelidir.
-Aşırı tat, tuz ve acı gıdalarla tat sınırı aşılmış yemeğe alıştırılan çocuklarda yeme bozuklukları sık görülür.
-Yeme sorunları anlık bulunan çözümlerle çözülmemelidir.
Çocuklarda Uyku Düzeni
Uyku, direnilmesi zor bir ihtiyaç halidir. Öyle ki, açlığa dayanılır, uykusuzluğa direnilemez! İster çocuk olsun ister yetişkin, uykusuzluğa tahammül edemez. Böyle olduğu halde birçok ebeveyn çocuklarının geç uyuduklarından, sabah uyanmadıklarından yakınır. Burada bilinmesi gereken en önemli ayrıntı; ebeveynler çocuklarını uyutmaya zorladıkça çocuklarının direnecekleridir. Zira zorla uyku olmaz!
-Çocuk güncel yaşamda ebeveyni ile duygusal doyuma erişmedikçe, uykuya karşı direnç gösterir.
-Erken ya da geç uyuması için zorlanan çocuk, uykusu olsa da uyumamak için direnç gösterir
-Uyumamak üzere ağlayan çocukların ya duygusal ya da fiziksel ihtiyacı giderilmemiştir.
-Çocuk annesinin yatağından kademeli şekilde ayrılırsa kendi odasına geçişi, daha kolay olur.
-Gece teröründe çözüm, anne-çocuk bağlanmasıdır.
Çocuklarda Dil Gelişim
Çocuklarda dil ‘edinimi’ doğdukları andan itibaren başlar. Daha birkaç günlük çocuk, işittiği her bir sesi, hafızasına kaydeder. Benzer sesler duydukça kendi de o sesleri çıkartmak için çaba harcar. Çocuğun dil ediniminde iki hafızası vardır. Birincisi; pasif hafıza ki, her duyulan sözcük buraya kaydolur. Pasif hafızaya kaydolan sözcükler 6 ay bOYUNca kullanılmaya devam edilirse, bu kayıtlar ‘aktif hafıza’ya aktarılır.
-Dil öğrenme, işitmenin devamıdır.
-Konuşma çabasıyla dalga geçilen çocuklarda konuşma bozuklukları daha sık görülür.
-Televizyon, dil gelişimini ilerletmek yerine, geriletir. İletişim diyalog halinde olursa dil gelişimine katkı sağlar, ki televizyon monolog bir iletişim aracıdır.
-İki dil öğrenecek olan çocuklarda ana dilin annenin konuştuğu dil olması, öğrenilecek yabancı dilin de babanın dili olması çift dil öğrenmeye katkı sağlar.
Çocuklarda Kaba ve Çirkin Sözler
Çocuk yetişkinliğe doğru yolculuk yaparken, farklı kişiler, farklı davranışlar ve farklı alışkanlıklarla tanışacaktır. Çocuk olmanın da gereği olarak, her karşılaştığı yeniliği pratiğe geçirmekten de büyük bir haz duyacaktır. Çocuğun yeni kelimeler öğrenmekten çok mutlu olduğu okul öncesi dönemde, zaman zaman ‘argo’ kelimeler veya ‘çirkin/küfür/kaba’ içerikli kelimeler de kendi kelime dağarcığına dokunuverir. Panik yapmamak gerekir, çünkü çocuk kullandığı argo veya kötü sözlerin içeriğini bilerek değil, yeni yeni duyuyor olmanın heyecanı ile kullanır.
-Kaba ve argo kelimeler kullanan çocuğa kızmak, azarlamak, dövmek çözüm değildir. Bunun verdiği tepkisellik sorunu daha derinleştirir.
-Çocuk, kızgınlık ve üzüntü anında hangi kelimeyi kullanacağını bilirse, argo kelimelere başvurmak zorunda kalmaz.
-Anne-babalar, çocukların kullandığı kaba ve çirkin söze değil, bu sözün nereden öğrenildiğine odaklanmalıdır.
Çocuklarda Hırçınlık ve Bağırtılar
Çocuk içinde biriktirdiği negatif ya da pozitif hisleri sözel olarak dışarı çıkartamıyorsa bu noktada sorunlar başlar. Kendini ifade edemeyen çocuk agresiftir, hırçındır, duygusal ve mızmızdır. “Gözünün üzerinde kaşın var” dense; ya ağlamaya, ya da saldırmaya hazırdır. Konuşarak kendini ifade edemeyen çocuk, ağlamayı ya da bağırmayı bir çıkış yolu olarak görür.
-Çocuk ancak kendini varolduğu hali ile kabul eden bir ebeveyn yanında sakindir.
Adım Adım Tuvalet Eğitimi
Tuvalet eğitimi özellikle annelerin en can sıkıcı konusudur. Bilinmesi gereken birkaç noktaya dikkat edildiğinde, tuvalet eğitimi can sıkıcı olmaktan çıkıp, çok keyif verici birkaç günlük eğitime dönüşebilir. Küçük bir çocuk için alt ıslatmanın bir haz ve keyif hali olduğunu gözden kaçırmamak en önemli husustur. Çocuk sıkışmış, zorda kalmış ve idrar yolu tam da dolu olduğu bir sırada rahatlamak için bırakır kendini.
-İdrar yollarındaki kasları kullanma becerisi gözlemlenen çocuklarda tuvalet eğitimi başlayabilir.
-Tuvalet eğitiminin ilk adımı çocuğun ıslaklığı hissetmesini sağlamaktır.
-Tuvalet eğitiminin neden gerektiğini anlaması, çocuğun bu alışkanlığı kazanmasını kolaylaştırır
Çocuklarda Parmak Emme
0-2 yaş, emme refleksinin zirve olduğu bir dönemdir. Çocuk normalde 2 sene bOYUNca devam eden emme refleksine karşılık olan anne göğsünü bulamadıysa, başka bir şey emmek zorundadır. Elini ağzına alır, parmağını emmeye alışır. Ağzına emzik verilse, emziğe alışır. Eğer çocuk anne sütünü erken dönemde bıraktıysa, o takdirde yeni emdiği şeyi ileriki yaşlara doğru bir alışkanlık olarak götürür.
-Çocuk üzerinde baskı varsa, huzursuz bir atmosferdeyse, kaygı ve korku içindeyse parmağını ağzına sokarak kendisini güvende hisseder.
-4 yaşından sonraki parmak emmeler, duygusal yoksunluğun işaretidir.
-Çocuk ile anne arasında bir bağlanma sorunu olduğunda çocuk parmak emmeye yönelir
Çocuk ve Sütten Kesilme Süreci
Annelerin en çok zorlandıkları konulardan bir diğeri de sütten kesmedir. Anne ile bebek arasında, emzirme döneminde büyük bir ilişki başlar. Bu ilişkinin adı ‘güvenli bağlanma’dır. Annesini doya doya emen, her ihtiyaç duyduğunda annesini yanında bulan ve annesiyle sarmaş dolaş yatan bir çocuk ancak annesine doyar.
-Çocuklarda emme refleksi 24 aydır.
-Çocuk, anne göğsünden kademeli olarak ayrılmalıdır.
-Annesinin ihtiyaçlarını karşılayacağından emin olan çocuk, 24. aydan sonra emme alışkanlığından zorluk çıkarmadan vazgeçer.
Çocuklarda Tırnak Yeme
Bir çocuğun tırnağını ya da parmağını emmesi eğer 2 yaş öncesindeki döneme denk geliyorsa, bu, emme dönemindeki eksikliğin gideriliyor olduğu anlamına gelir. Eğer çocuk 2 yaşından önce anne sütünü bırakmışsa, emme refleksini tamamlayamadığından dolayı elini ağzına götürür. Veyahut taklit döneminin gereği olarak, çocuğun yanında tırnak yiyen bir yetişkin varsa, çocuk da tırnaklarını yemeğe başlayabilir. Hatta elini keyifli bir şekilde ağzına alıyorsa, bu da bir alışkanlığın belirtisidir.
-Emme dönemini tamamlamış olan bir çocukta tırnak yeme, güven yoksunluğunun dışa vurumu olarak ortaya çıkar.
-Çocuk sosyal yaşamda kendi gibi olmayı becerdiğini ve bu haliyle kimseler tarafından eleştirilmediğini fark ettiğinde tırnak yemeyi kendiliğinden bırakır.
Çocuklarda Korkular
Korku, her insanda potansiyel olarak varolan, yaşamın devamlılığı için gerekli olan istemsiz savunma davranışıdır. Korku, insanın yaşam ile uyum sağlamasını, sosyal hayat içinde yer almasını sağlayan, doğal bir duygu durumudur. Sorun olan korkular, bu doğal sınırların aşılmış olmasıdır. Bir başka deyişle ‘korku eşiğinin’ yükselmiş olması halidir.
-Çocuklar belli yaşlarda, duygusal ve zihinsel gelişimin bir gereği olarak korku dönemi yaşayabilir. Bu normaldir.
-Gerçekçi ve soğukkanlı bir ebeveynin yanındaki çocuk, korkularını daha kolay; duygusal ve kaygılı bir ebeveynin yanındaki çocuk ise bu dönemi daha zor atlatır.
Kardeş Kıskançlığı
Kıskançlık duygusu, her insanın yaradılışında vardır. Bu duygunun varlığı, kişinin gelişiminde etkili olduğu kadar, aşırı uyarılmış olması halinde de yaşamı zora sokar. Hele ki bu bir çocuksa daha da zorlaşır yaşam...
-Kıskançlığı anormal hale getiren en önemli sebep anne-baba tutumlarıdır
-Kardeş kıskançlığını oluşturmak istemeyen ebeveynler kardeşler arası ilişkilerde gerçekçi ve doğal olmalı.
-Belirli bir düzeyde, kardeşler arasındaki çatışmalar iletişim yeteneklerini geliştirir, problem çözme becerilerini artırır.
-Kardeş kavgasında asıl olan kimin haksız ya da haklı olduğunu bulmak değil; hangi davranışın doğru olup olmadığına karar vermektir.
-Ebeveynler, kardeşler arasında yol gösterici olmalı.
Çocuklar ve İçe Kapanıklık
Bir çocuk mizacına uygun bir yaşam sürüyorsa, sükûnet içindedir ve genellikle sosyaldir. Böylesi bir çocuk olaylara birdenbire atılmaz, reaksiyon göstermez. Önce etrafını gözler, çevresini tanır, kendisini emniyette hissettikten sonra ortama dâhil olur
-Mizacına uygun bir yaşam süren çocuk, sükûnet içindedir ve sosyaldir
-Annesinden duygusal olarak beslenemeyen çocuk; ya agresif olur, çatışmacıdır ya da içe dönük ve mutsuzdur.
-İçe kapanık çocukların ortak özellikleri, duygu ve düşüncelerini başkalarıyla paylaşamamalarıdır.
Çocuk ve Yalan
İnsanın üç farklı dünyası vardır: (1) Uyku ve rüya dünyası, (2) Hayal dünyası, (3) Gerçek dünya. Sağlıklı bir yetişkinde, bu üç dünya birbirinden net ve kesin çizgilerle ayrılmıştır. Hiçbir yetişkin hayal kurduğu bir şeyi, gerçekmiş gibi anlatmaz. Oysa ilk 7 yaş dönemindeki çocuklar bu üç dünyayı birbirinden ayırt edemez. Onlar için rüya ile gerçek arasında bir fark yoktur. Ya da hayal dünyası, tıpkı gerçek dünya gibidir.
-Yalan, insan fıtratının değil; korkunun, kaygının ürünüdür.
-Yalanı yakalanmak üzere peşinden gidilen çocuk, yalan söylemekte ustalık kazanır
İzinsiz Eşya Getirme
7 yaş grubundan küçük çocuklar için başkasının malı diye bir şey yoktur. Çocuğun çevresindeki her şey, çocuğundur. Üçüncü bir şahsa ait bir şey yoktur. O yüzden çocuk, okuldaki OYUNcakları, arkadaşının eşyalarını çok rahatlıkla alır, cebine koyar ve getirir. Çocuk okuldan alıp getirdiği OYUNcağı ne çalma niyeti ile alır, ne de başkasının malına el koyma niyeti ile cebine koyar.
-‘Çalma hastalığı’ ile çocukluk döneminde görülen izinsiz eşya alma aynı şey değildir.
-Çocuğu izinsiz eşya almaya iten en önemli sebeplerden biri, ilgisizliktir.
-Çocuğun kişilik haklarına saygı gösterilirse, o da başkalarınınkine göstermeyi öğrenir.
-Yetişkinlik döneminde çalma, bir kişilik probleminin habercisidir.
Hareketli Çocuklar
Çocukta huzursuzluk hali varsa, bu huzursuzluk fiziğe de yansır. Çocuğun eklemlerine yansır. Eli-kolu hızlanır, omuzları kımıldamaya başlar, ayakları kımıldamaya başlar, sağa-sola doğru sallanmaya başlar... Öncelikle bu huzursuzluğa sebep olan unsurların tek tek tespit edilmesi gerekir
-Çocuğa ‘ekstra dürtü’ veren bir ortam sunulursa, çocuk hareketlenir
-Çocuğun biyolojik ritmi bozulmuşsa, bozulmuş olan o ritim de çocuğa dürtü verir ve çocuğu hızlandırır.
-Duygusal yoksunluk yaşayan çocuklar, hiperaktif gibi, hızlı hareket etmeye başlarlar
-Çocuk hareketlenmeye başladığında beraberinde bir sorun daha çıkar: dikkat eksikliği
-Dikkat eksikliği öğrenme güçlüğünü oluşturur.
Çocuklarda İnatçılık
Her gelişim döneminin kendine özgü davranışları vardır. Çocuk 2 yaşından sonra anormalleşmez, normalleşir. 2 yaşına kadar bütün ihtiyaçlarını annesiyle gideren bir çocuk, annesiyle ruhsal bir sekine dönemi yaşadıktan sonra, sanki bir uykudan uyanır ve insan olma yolunda adımlar, “Ben yapacağım” demeye başlar.
-‘Ben gelişim’ döneminde, çocuğun yapmak istediği şeylere izin verilirse, kişilik gelişiminde olumlu tesirler oluşur.
-Çocuk, yaşamda engellerle karşılaştıkça güçlenir; engellendikçe agresifleşir.
-Çocuk engelleri şiddet kullanarak aşmayı alışkanlık hali getirmeye başlarsa, bu, ileriki dönem için davranış bozukluğuna sebep olur.
Hırçınlık ve Vurma Alışkanlığı
Çocuklar genellikle kendilerini ifade edemediklerinde vurma davranışı gösterirler. Arzu ettikleri şeye erişememek, anne-babayı kendine yöneltememek, içlerinde sevgi ihtiyacı kaldığı halde ebeveynine ulaşamamak çocukların vurma davranışlarının ortaya çıkmasında etkilidir.
-Çocuklar genellikle kendilerini ifade edemediklerinde vurma davranışı gösterirler.
Çocuklarda Tik’ler
Tik istemsiz kas kasılmasıdır. Çocuğun istemeden bir kasının sürekli olarak aynı periyot ve aynı zaman dilimi içerisinde kasılıp bırakılıyor olmasıdır. Bir insanın üzerinde baskılar artmaya başladığında, bu insandaki ilk fiziksel reaksiyonların göz kırpmalar, kaş kaldırmalar, dudak ısırmalar gibi kafasıyla, vücuduyla alâkalı birtakım fizyolojik tepkiler olduğu görülür. Ne kadar baskı artar ve çocuk ne kadar işin içerisinden çıkamaz ise kaşı, gözü, dudakları, vs. o kadar çok hareket etmeye başlar.
-Tik’lerin kaynağı gerginliktir.
-Çocuğu gerginliğe iten sebep bulunmadıkça, tik de ortadan kalkmayacaktır.
-Müdahale edilmediği takdirde tikler kronik seyir gösterebilir.
Teknoloji Bağımlılığı
Alkol ve uyuşturucu gibi madde bağımlılıklarının yanında bilgisayar, cep telefonu, internet gibi teknolojik gereçlerin de bağımlılığa dönüştüğü bir yüzyılda yaşıyoruz. Özellikle, aile içi iletişimin zayıf olduğu ortamlarda yetişen çocukların böylesi bağımlılığa düşme riskinin oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Aile içinde bir bireyin, teknolojik gereçlerden birine bağımlılık kazanması ailenin diğer bireylerini anında etkiliyor.
-Teknolojik gereçler, zayıf aile bağı olan çocuklarda daha çok bağımlılık yapmaktadır.
-Teknoloji, bir OYUN değil bilgiye ulaşma aracı olarak tanımlanmalıdır.
-Çocuk teknoloji ile düşman değil, onunla dost yetiştirilmelidir.
-İnternet kullanımında ailenin sloganı, “Kullan, işini hallet, çık” olmalı.
Çocuklarda Kendini Tatmin Etme
Henüz ön ergenliğe erişmemiş bir çocuğun kendi bedenine yönelmesini cinsel tatmin olarak göremeyiz. Genellikle erken yaşlarda, bir şekli ile çocuklar kendi bedenlerini keşfedebiliyorlar. Cinsellik olmayan, fakat tıpkı bir tatlı kaşınma şeklinde kendi genital bölgelerine yoğunlaşabiliyorlar. Günümüzde oldukça sık rastlanılan bu çocuk davranışını, cinsellikle bağdaştırmak çocuğa yapılacak bir haksızlık olur.
-Kendini tatminde en belirgin sebep, çocuğun anne ile bağlanmasındaki problemlerdir.
-Çocuk mastürbasyonu vaktinde önlenmez ise kalıcılık gösterir.
-Böylesi bir alışkanlığın terki, 6 ayı bulan, ‘haz değiştirme ve davranış unutma süreci’ni kapsar
-Sorunun çözümü, anne ile çocuk arasındaki yeniden bağlanmayla gerçekleşir.