adem-gunes
Arama Yap
İletişim Duyuru

KAYGInın ilacı, emniyet ve güven duygusudur
 319

KAYGInın ilacı, emniyet ve güven duygusudur

KAYGI, bir tetikçidir… Kimin ruhunda var olursa, o ruhun kimyasını bozar.  Anormal davranışlara yol açar. Mesela, aslında hiçbir çocuk “yalancı” değildir. Yalan söylemek insanın özünde yoktur, çünkü insan “iyidir.” Ancak, çocuğu azıcık KAYGIlandırırsanız, çocuk “kendini korumak için” yalana başvurabilir. Sınavdan zayıf alan bir çocuk, anne babasının üzüleceği “KAYGIsı” ile, sınav notunun yüksek olduğu yalanını söyleyebilir. Burada, çocuğun bizzat kendisine ve onun yalan davranışına odaklanmak yerine, onun yalan söylemesine neden olan “KAYGI” ortadan kaldırılırsa, yalan söyleme eğilimi de ortadan kalkacaktır…

Veya aslında hiçbir çocuk “saldırgan” değildir. Ancak çocuğu KAYGIlandırırsanız, çocuk “kendini korumak için” saldırgan bir davranış sergileyebilir. Mesela, yeni bir kardeşi dünyaya gelen çocuk, annesinin kardeşi ile daha çok ilgilendiğini ve kendisinin artık daha az sevildiğini zannederse “KAYGIlanır. Böylesi bir KAYGI hâli, bu çocuğun küçük kardeşine yönelik “şiddet”,  “kıskançlık” ve “zarara uğratma” eğilimini artırır. Burada, çocuğun saldırgan davranışından daha önemli olan şey,  çocuğun anne sevgisini kaybediyor olduğu KAYGIsıdır. Böylesi bir çocuğun tekrar “normalleşebilmesi” ancak onun duyduğu KAYGIdan arınması ile mümkündür…

KAYGI, bugüne ait düşüncelerle oluşmaz, geleceğe ait belirsizliktir KAYGIya sebep olan şey… Sınavından zayıf alan bir çocuğun KAYGIsı, zayıf aldığı dakikalara ait değildir, sonrası ile ilgilidir. “Biraz sonra anne babama ne diyeceğim?” düşüncesi KAYGIyı oluşturur…

KAYGInın iki ilacı vardır. Birincisi “anı yaşamak” prensibidir. “Sonuca” odaklanmak değil, “süreci” yaşamak üzere kişi yetenek geliştirirse, KAYGInın ilk panzehirini almış olur. Ancak bu yeterli değildir. Kişinin KAYGIdan arınması için kendini “emniyette” hissetmesi gerekir.

Ne antidepresanlar, ne de sakinleştiriciler… KAYGInın en etkin ilacı “emniyet” ve “güven” duygusudur.

Yazılıdan zayıf alan bir çocuk, ebeveynine karşı kendini hâlâ emniyette hissederse, kendisinin zarara uğramayacağının “emniyetini” ruhunda duyuyorsa, böylesi bir çocuğun yalan söylemesi ihtimal dahilinde değildir… Veya annesinin sevgisini kaybetmeyeceğinden emin olan çocuk, kardeşini kıskanmayacak, ona karşı saldırgan davranışlar sergilemeyecektir…

Çocuk davranışlarının normalleşmesi için, pedagojinin uyguladığı en temel prensip “çocuğun kendini emniyet ve güven içinde hissetmesi” prensibidir…

Koşulsuz bir sevgi içinde çocuğa, “sen beni sevmesen de ben seni seviyorum” güveni verildiği sürece çocuk KAYGIlarından arınır, davranışları normalleşir…

Günümüz ebeveynleri, çocuklarında gördükleri anormal davranışlarla mücadele etmek için çoğu defa, zaten KAYGIlarından dolayı anormal davranmaya başlamış olan çocuğun üzerine baskı ve zorlamalarla giderek yeni yeni KAYGI alanları oluşturuyorlar… Böylesi bir durum ise çocukta yeni yeni anormal davranışlara yol açıyor…

Önümüzdeki hafta çocuklar karneleriyle evlere gelecekler… Karneleri ellerine geçtiğinde, kim bilir kalpleri ne kadar da pır pır atacak, “Acaba annem babam ne diyecek?” diye akşamı bekleyecekler…

Eğer çocuğunuzun başka başka anormal davranışlar edinmesini istemiyorsanız, elinize aldığınız karneye şöyle bir göz ucu ile bakın, düşük notlarını görseniz bile, onu incitmeyin, üzmeyin. “Bu ne biçim karne!” diyerek KAYGIlandırmayın. Ona “Bunlar hep gelip geçici şeyler oğlum/kızım” diyerek karneyi bir kenara koyun, çocuğunuza coşku ile sarılın… Korkmayın, “Çocuğum bunu suiistimal edebilir” KAYGIsından siz de kurtulun.

Unutmayın, siz de KAYGIlarınızdan arınabildiğiniz kadar normal bir ebeveyn olacaksınız.

Hem unutmayın, çocuğunuzun elinde tuttuğu karne, sadece çocuğunuza ait değil. Eğer çocuğunuzun zihinsel bir sorunu yoksa karnedeki notlar aynı zamanda o dersi anlatan öğretmenin notudur… Öğretmenin, öğretmeyi ne kadar başarabildiğinin notudur… Bunun da ötesinde, çocuğunuzun elinde tuttuğu karne, aynı zamanda bir ebeveyn olarak sizin de karnenizdir… Bütün bir yarı yıl boyunca, çocuğunuzla ne kadar ilgilenip ilgilenemediğinizi çocuğunuzun karnesine bakarak görebilirsiniz...

Yazarın 21 Ocak 2013 tarihli yazısıdır

Önceki Makale
muStafa ile seraP, el yazısı maceramız harap!
Sonraki Makale
Çocuğu örgüte kaptırmak nasıl oluyor?

Yorumlar

Yorum Yap!