adem-gunes
Arama Yap
İletişim Duyuru

muStafa ile seraP, el yazısı maceramız harap!
 327

muStafa ile seraP, el yazısı maceramız harap!

Eğitimde başarı, yazı yazabilme yeteneğiyle doğru orantılıdır. Gel gör ki günümüz öğrencilerinin yazdıklarını ne kendileri ne de öğretmenleri anlayabiliyor.

Ebeveynler, çocuklarıyla yaka paça durumda bu yazı meselesi yüzünden.

Zaman zaman bir araya geldiğimiz ilkokul öğrencilerine “Adını yazar mısın?” diyerek bir kâğıt kalem veriyorum. Çocuk uğraşa didine bir şeyler yazmaya çalışıyor ama yazdığı şeyler karşısında ben mahcup oluyorum. Mesela, bir kız çocuğumuz Serap yazacak, seraP yazıyor. “P” harfi yukarıda, “S” harfi küçük. Bir başka çocuğumuz “Mustafa” yazacak, “muStafa” yazıyor. Harflerin bir düzen içinde yazılmaması bir yana, çocuk daha harfin “şeklini” öğrenmeden eğik el yazısı ile tanıştığı için çırpınıp duruyor. İç içe geçmiş harfler, kâğıdın aşağısından başlayıp tren yolu gibi yukarı doğru çıkmış kelimeler, ne okuyanın ne de yazanın ruhuna rahatlık veriyor.

Bir eğik yazıdır tutturulmuş gidiyor. Hâlbuki kitaplar düz yazı… Gazeteler düz yazı… Tabelalar, resmî evraklar düz yazı… Sanki çocuklar, eğik el yazısı öğretilerek güncel yaşamdan koparılmaya çalışılıyor.

Böylesi kargacık burgacık yazılar içinde çocukların başarılı olması mümkün mü? Tabii ki çok zor. Zira çocuk yazdığı yazıyı bir bütün olarak göremiyor, sadece karmaşık eğri büğrü çizgi demeti olarak görüyor. Net anlaşılır bir tablo gibi durmuyor yazı çocuğun önünde.

Hâlbuki çocukların şu an kullandığı 70 derece(!) sağa yatık el yazısı 2004’te ilkokullarda mecbur hâle getirildiğinde nice umutlar vardı… Bu yazı şeklinin İrlanda, Finlandiya, Norveç, İsveç, Danimarka, Fransa, İngiltere, Kanada, Almanya, Belçika gibi birçok ülkede kullanıldığı ve “çocukların oralarda ne de güzel yazılar yazdıkları” hayranlıkla anlatılmıştı raporlar eşliğinde…

Ve hatta biraz nostalji olsun diye, “Atatürk harf devrimi yaptığında kara tahtanın önünde yazdığı ilk harfler de eğik el yazısı harfleriydi.” denildi…

Şu an, eğik el yazısının mecbur tutulduğu yıldan bu yana tam 8 yıl geçti, sonuç hiç de öyle hayal edildiği gibi umut verici değil.

Eğik el yazısıyla ilgili bilimsel araştırmalar, çocukların el yazısı konusunda rahat olmadığını, hızlı yazmayı öğrenebildikleri hâlde, güzel ve okunaklı yazmayı beceremediklerini ortaya koyuyor.

Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda görevli Yrd. Doç. Dr. Tolga Erdoğan’ın Ankara’da üç farklı ilköğretim okulunun birinci sınıflarındaki 117 öğrenciyle yürüttüğü çalışmadan elde ettiği bulgular, öğrencilerin bitişik eğik yazılarının “okunaklılık” açısından “gelişim göstermediğini” ortaya koyuyor. Öğretmenler de durumun farkındalar.

Ahi Evran Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ayfer Şahin de Kırşehir merkezde görev yapan 266 sınıf öğretmeni ile bitişik el yazısı sorunları hakkında görüşmeler yapmış. Öğretmenler, öğrencilerinin bitişik eğik yazı yazarken bazı küçük (f, r, s, k, z) ve büyük harflerin (A, F, H, G, T, D) yazımında çok hata yaptığını söylüyor…

Ayrıca bu öğretmenler, öğrencilerin bitişik eğik harflerle yazarken en çok, “b ile d”, “r ile n”, “m ile n” ve “u ile v” harflerini karıştırdığını” ifade etmekteler. Ve yine bu 266 öğretmen, öğrencilerin f, s, r, k ve z harflerini yazarken zorlandığını söylemekte… En çok zorlandıkları büyük harflerin ise H, F, S, K ve D olduğunu dile getirmekte… Bunca problemli harfi gördükten sonra insanın “Zaten geriye ne kaldı!” diyesi geliyor…

Aslında eğik el yazısı tanıtılmadan önce, çocukların harflerin “gerçek şekillerini” tanıması gerekirdi… Sonra o harfleri süsleyerek, eğerek, el yazısına dönüştürerek keyifle yazmalıydı… Ve belki de daha önemlisi, çocuklara kendi hızlarında yazabilmesi için yeterince zaman verilmeliydi ki çocuklar hangi harfin nasıl yazıldığını içselleştirebilsinler… Ama yoğun müfredatlı ve koşuşturmalı eğitimimiz, çocukların yazı yazmaktan sıkılmasına sebep oldu.

Ebeveynlere sözüm o ki ilkokula giden çocuklarınız eğer yazı yazmakta zorlanıyorsa, sahip çıkın, kızmayın onlara… Defterlerine yazdıkları yazıları okumakta zorlanıyorsanız, aşağılamayın onları… Zira bu sadece sizin sorununuz değil, birçok öğrencinin ve daha da ötesi yanlış işleyen koskoca sistemin sorunu...

Yazarın 14 Ocak 2013 tarihli yazısıdır.

Önceki Makale
Montessori eğitimi Türkiye’de de başladı
Sonraki Makale
Kaygının ilacı, emniyet ve güven duygusudur

Yorumlar

Yorum Yap!